Kayıtlar

Mayıs 7, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başkanlık Sistemi: Türkiye'nin Yeşil Gladyosudur!!!

Resim
Önceki iki anayasa metninin askeri darbe dönemlerinden sonra yazılmış olması nedeniyle, AKP'nin yazdığı yeni anayasanın ilk “sivil” karakterli anayasa olduğunu AKP ve Erdoğan tarafından ileri sürülüyor. “Sivil” sözcüğünün hakkını vererek içini dolduracak biçimde, toplumsal sınıf ve kesimler; emek ve demokrasi güçleri, sendika, meslek ve kitle örgütleri sürece dahil edilmeden yazılan bir "SİVİL" anayasa... 1980'ler Türkiye'de yeşil gladyonun kök saldığı yıllar oldu. İngiltere projesi olan ve üç ayak üzerinde geliştirilen faşizmin bir ayağını temsil eder Türk-İslam sentezi. AKP, 2015'den itibaren başta yargı olmak üzere tek tek ele geçirdiğii kadrolarını oturttuğu kurumları son bir seçimle tamamen kendisine bağlamayı ve kendi sistemini kurmuştur. AKP'nin tam anlamıyla kurumsallaşması ülke geri dönülemez şekilde demokrasiden tamamen uzaklaştırdı. Artık sadece Cumhuriyetin kazanımların elde edilmiş olan kimi kazanımların ortadan kalkmasıyla    tamamen tek adam...

ANCAK GERÇEK DEMOKRASİ DEĞİŞTİRİR!!

Resim
  Eski Yunan'da δ ῆ μος (dēmos) yurttaş, κρατός (kratós) ise güç, yönetim demektir. Demokrasi, yurttaş yönetimi demektir. Ancak Antik Yunan'da bir polisin (yani kent devletinin) yurttaşı olmak için, yönetimde söz sahibi olabilmek için özgür bir Yunan erkeği olmak, toprak sahibi olmak, üretime katkıda bulunuyor olmak şarttı. Antik Yunan'da ancak özgür erkek vatandaş eğitim öğretim hakkına sahipti ve doğrudan yönetime de bu eğitimli, maddi gücü olan erkeklerin katılma hakkı vardı. O günden bugüne 'Demokrasi' bir yönetim biçimi olarak ele alındı. 19. yy'dan itibaren bu yönetim biçimi için çeşitli form ve teori geliştirildi. Dünyada farklı ülkelerde farklı formları var. Ama günümüzde neredeyse birçok ülkede sandığa gidip oy kullanmaktan öteye geçemeyen bir yönetim tarzına dönüştü. Oysa demokrasi demek bir yönetici belirleyip tüm sistemi ona emanet etmek demek değildir. Eski Yunan'da da böyle işlemedi. Özgür, eğitimli ve üretime katılan yurttaşın yönetime katılma...

HEPİMİZ SUSALIM analık konuşsun!

Resim
Canim Annecigim! Bugün Anneler günü ,Şimdi saat gecenin üçü  bu resmi gördüm beri doğru dürüst uyuyamıyorum annem . Tarih bize bunuda mı  gösterecekti  anne. Yavrunun can ciğerinin cenazesi,  koklamaya doyamadığın kuzunun kemikleri posta kutusunda  sana gelmiş  Canım  Annem Bak bir tarihin tüneline  Zalim ne anlar, gaddar ne anlar bebek kokusundan.O kurşun  kokusuyla doldurmuş  ciğerlerini, kan kokusuyla yüzyıldır  içine  çektiği kana doymadan. Oturur ülkemin  cennet yurdumun tahtında.     Bir gün  evinin bahçesinde  Taybet Anayı  vurur, bir gün Hakife Anaya evladinin mezari başında nöbet  tutturur dağıtılmasın  diye. Ve  anneciğim daha ismini sayamdigim acısını  anlatamadığım  binlerce kürt anası. Ne yapsak haklarını  ödeyemeyecegimiz analarımız. Gözlerinizdeki tek damla yaş  dünyaya  bedel oysa.Ama düşman  Dudağinizdaki tebessümü  çalar . Bugünde ...

BİRİLERİ BUNLARA DUR DEMEZSE NUH TUFANI YAKINDIR!!!

Resim
Bizler diğer tüm canlılarla birlikte bir ekosistemde yaşıyoruz. Ekosistem tür popülasyon ve habitat kavramlarini içerir. Türler birbirlerini    kabul ederek doğada bir denge içinde yaşamlarını devam ettirirler. Türler birleşip popülasyonları oluşturur, popülasyonlar da komüniteleri bunlar da kendi habitatalarında yaşarlar. Gezegenimizde yaşam bütünlüklüdür.     Tüm canlılar özel varlıklardır. O halde ekosistemde tek hücrelisinden en gelişmişine tüm varlıkların hem yaşam alanı hem de yaşam hakkı vardır .   Fakat sadece insan merkezli dünyaya bakış ve kapitalist sistem kendini var etmek adına tüm yaşamları hiçe sayarak sürekli doğanın dengesini bozan müdahalerde bulunuyor. İnsan yaşamını kolaylaştırma adına gereksiz-sürekli üretimle,    tahribata devam ediyor. Sürekli üretimin, hızlı yaşamın bir enerji kaynağına ihtiyacı var elbette. Bu enerji kaynağının da en başında petrol geliyor. Doğal petrol kaynaklarına sahip olmak için yaptığı savaşlar, yok ettiği...

TOPLUMUN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TEMELİ KADINLARDIR

Resim
"Sadece erkek değildir kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyor." Simon De Beauvoir   "Halkları yok sayan, sadece bir avuç yandaş ve sermayenin çıkarlarını gözeten ekonomi politikaları nedeniyle özellikle    kadınlar yoksullaşıyoruz! Ekonomik kriz her geçen gün derinleşiyor. Peş peşe gelen zamlarla ekmeğimiz küçülüyor, aşımız azalıyor. İşsizlik artıyor, ilk işinden edilenler de kadınlar oluyoruz.    Tam da bu nedenlerle sermaye ve savaş odaklı ekonomi politikalarına HAYIR diyoruz. Birlikte ürettiğimizi eşit paylaştığımız bir yaşamı, emeğin haklarının yok sayılmadığı bir yaşamı, doğanın ve canlı yaşamın korunduğu bir yaşamı, güvenceli bir yaşamı hep birlikte kuracağız." (Yeşil Sol Parti Kadın Meclisleri Deklarasyonu) Toplumun yarısı kadındır ve toplumun diğer yarısını doğuran da kadındır. Hiç iktidar olmayan kadınlar ne yazık ki doğurduklarının iktidarı altında bin yıllardır eziliyor. Doğurduğu, büyüttüğü varlığın ke...

Yeşil Sol Parti Değişimi Gençliğin Dinamizmi ile Gerçekleştirecek

Resim
  1968 yılı, dünya gençlik hareketleri ve dolayısıyla halk hareketleri için önemli bir dönüm noktasıdır. Bir kuşağın adını aldığı bu yıl, Fransa'da başlayan ve dalga dalga tüm dünyayı saran toplumsal fırtınanın miladıdır. İki büyük paylaşım savaşının, yıkıntıların, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin ve sürmekte olan emperyalist saldırıların karşısında bir çığa dönüşen küresel tepkime, 68'in en belirleyici özelliği olmuştur. Bir isyan hareketi olarak başlayan 1968, gençlerin adalet özgürlük ve eşitlik kavramları üzerinden tüm dünyaya yayıldı. Türkiye'de ise toplumsal tepkinin öncülüğünü genç isimler üstlendi. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Hüseyin İnan,Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, İbrahim Kaypakkaya ve birlikte yol aldıkları yoldaşları, bağımsızlık ve eşitlik mücadelelerinin sembolü hâline geldiler. Türkiyede hepsi genç ve tecrübesiz olan bu isimler Marksist-Leninist sentezli hareketler kurdular. Bu gençler dönemin de ruhuyla farkında olmadan büyük bir etki yarattılar ancak hem tecr...