ANCAK GERÇEK DEMOKRASİ DEĞİŞTİRİR!!

 

Eski Yunan'da δμος (dēmos) yurttaş, κρατός (kratós) ise güç, yönetim demektir. Demokrasi, yurttaş yönetimi demektir. Ancak Antik Yunan'da bir polisin (yani kent devletinin) yurttaşı olmak için, yönetimde söz sahibi olabilmek için özgür bir Yunan erkeği olmak, toprak sahibi olmak, üretime katkıda bulunuyor olmak şarttı. Antik Yunan'da ancak özgür erkek vatandaş eğitim öğretim hakkına sahipti ve doğrudan yönetime de bu eğitimli, maddi gücü olan erkeklerin katılma hakkı vardı. O günden bugüne 'Demokrasi' bir yönetim biçimi olarak ele alındı. 19. yy'dan itibaren bu yönetim biçimi için çeşitli form ve teori geliştirildi. Dünyada farklı ülkelerde farklı formları var. Ama günümüzde neredeyse birçok ülkede sandığa gidip oy kullanmaktan öteye geçemeyen bir yönetim tarzına dönüştü.

Oysa demokrasi demek bir yönetici belirleyip tüm sistemi ona emanet etmek demek değildir. Eski Yunan'da da böyle işlemedi. Özgür, eğitimli ve üretime katılan yurttaşın yönetime katılmasının bir sebebi vardı. O yurttaşın eğitimli olması sebebiyle süreci anlayabiliyor, politika üretebiliyor ve hesap sorma mekanizmasını işletebilecek yetkisi bulunuyordu. 

Siyasal süreçlerin doğru ele alınması tarihçesinin doğru bilinmesi siyasal düşüncede netleşmek için başarı kaydetmek için gereklidir. Demokratik yönetimden yanaysak ve bu yönetimi doğru buluyorsak  o zaman yaşamın her alanında bu sistemin özünü doldurmak gereklidir. 


Günümüzde özellikle biat kültürünün, merkezi yönetim alışkanlığının oturmuş olduğu Türkiye gibi ülkelerde demokrasi anlayışında devlet kavramı önümüze dikiliyor. Halk adına hakim-i devlet herşeyin en iyisine karar veriyor. Devlet yararı halkın yararından daha üstün görülüyor. Belli zümre ve grup çıkarlarının makyajı olarak seçimler kullanılıyor.  Halk adına halk eziliyor. Buna da yine aynı grupların çıkarları adına yapılmış anayasa ve yasalar kılıf olarak kullanılıyor. 

En doğru demokratik sistemin belirlenmesi, savunulan demokratik değerlerin kalıcılığı, politik bilinci gelişmiş, yeniliğe açık, çoğulculuğu kavramış, çıkar ve ego ilişkilerini en asgaride tutabilecek bireylerin yetişmesiyle olacaktır. Öz irade, öz gücü geliştirmek buna dayanmak saygın bir demokrasiyi ve içinde güvenle yaşanılacak bir toplumu inşa edecektir.

Böylesi bir toplum sisteminde kadınların, gençlerin, işçi sınıfının alınan toplumsal kararlarda imzasının olması çoğulcu demokrasinin gereğidir. Toplumsal ve ekonomik alanlarda bu kesimlerin alınan kararlarda yer almaları savunduğumuz demokrasinin vazgeçilmez koşuludur.

Sistemler insan eliyle oluşurlar  ve gerektiğinde değişebilirler. Var olan sistem insanlığa, zamanın ruhuna, toplumsal sorunlara cevap olamıyorsa değişmeli alternatif aranmalıdır. 

Günümüz Türkiye'sinde tıkanan sistemin değişmesi, gerçek çoğulcu demokrasinin işlemesinin tek adresi toplumun tüm kesimlerine hitap eden Yeşil Sol Parti dir.

Antidemokratik işleyişi ara formüllerle yumuşatıp toplumu oyalamak bir yere kadar işler. Er ya da geç kemikleşmiş sorunlar başka biçimlerde ortaya çıkar. Kalıcı barış, kalıcı sosyal eşitlik, kalıcı hukukun üstünlüğü, kalıcı kuvvetler ayrılığı ve denetim, kalıcı demokratik parasız eğitim, kalıcı özgür sendikalaşma ve örgütlenme hakkı, kalıcı düşünce ve fikir özgürlüğü ve katılımcı yurttaş demokrasisi için Yeşil Sol Parti 'de kenetlenmek YSP'nin örgütlü gücünü attırmak şarttır. Çünkü YSP bir kişinin veya bir zümrenin değil halkların partisidir. Yeşil Sol Parti biziz ve unutmayalım bizle değişir.


Deniz Boyraci 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZAMANIN RUHU…

Der letzte Tag eines zum Tode Verurteilten

FİKİRLERE KURŞUN İŞLEMEZ