Yeşil Sol Parti Değişimi Gençliğin Dinamizmi ile Gerçekleştirecek

 1968 yılı, dünya gençlik hareketleri ve dolayısıyla halk hareketleri için önemli bir dönüm noktasıdır. Bir kuşağın adını aldığı bu yıl, Fransa'da başlayan ve dalga dalga tüm dünyayı saran toplumsal fırtınanın miladıdır. İki büyük paylaşım savaşının, yıkıntıların, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin ve sürmekte olan emperyalist saldırıların karşısında bir çığa dönüşen küresel tepkime, 68'in en belirleyici özelliği olmuştur. Bir isyan hareketi olarak başlayan 1968, gençlerin adalet özgürlük ve eşitlik kavramları üzerinden tüm dünyaya yayıldı.

Türkiye'de ise toplumsal tepkinin öncülüğünü genç isimler üstlendi. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Hüseyin İnan,Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, İbrahim Kaypakkaya ve birlikte yol aldıkları yoldaşları, bağımsızlık ve eşitlik mücadelelerinin sembolü hâline geldiler. Türkiyede hepsi genç ve tecrübesiz olan bu isimler Marksist-Leninist sentezli hareketler kurdular. Bu gençler dönemin de ruhuyla farkında olmadan büyük bir etki yarattılar ancak hem tecrübesiz oluşları, hem hazırlıksız oluşları, hem köylüye, küçük kentliye yeterince ve sağlam temellerle ulaşamamış olmaları sürecin devam etmesini mümkün kılmadı. O  dönemi sadece Türkiye Sol harketlerinin doğum yılları olarak nitelendirebiliriz. Ancak o günden bugüne dünya sol tarihinde çok şey değişti. Hala eski kalıplara sarılarak örgütlenin pratikte halkla bütünleşilemediği her seferinde tecrübe edildi. Artık İşçi sınıfı bazlı hareketler tek başlarına toplumu değiştirme, dönüştürme ve bir değişime, devrime taşımada yetersizlerdir. 

Aslolan toplumun en büyük iki temel dinamiğine yani kadına ve  gençliğe ulaşmaktır. Devrim bu iki temel toplumsal yapıdan  yapılır. İşçi sınıfı tek başına devrimci sınıf değildir. Aktüel olarak İşçi tanımı da en nihayetinde değişmiştir. Gerçek sol hareket kadın ve gençlik yapısına dayanmalıdır.Toplumun temel gücü bunlardır. İşçi, toplumsal bir olgu bile değildir. Günümüzde zamanını doldurmuş proleterya diktatörlüğü gibi kavramlarla sol marjinal kalmaya mahkumdur. Sol kendisini yeniden tanımlamalıdır.Solun dar,dogmatik ideolojik yapısı halklaşmasına engeldir. Halkın inançlarını anlamayan bir sol her zaman sağın gölgesinde kalır. Sol demek, halklaşmak demektir. Halka ulaşamayan, halkı anlamaktan uzak bir sol,  gerçek anlamda sol değildir. Solun en büyük hatası sağ görüşleri sol adına savunmasıdır. Bu nedenle Yeşil Sol Parti 'yi anlamaktan aciz bazı sol olduğunu idda eden sağcılar var.  

Sol, demokrat, yurtsever, laik ve demokrat muhafazakarların,  her alanda eşitlik ve adalet isteyen herkesin adresi netleşmiştir: Yeşil sol Parti .... iki sağ-milliyetçi "ittifaka" karşı YSP'den başka adres yok. Yeşil Sol Parti hem mecliste tarihin güçlü temsilini gerçekleştirecek hem de  değişim için Kemal Kılıçdaroğlu 1 Turda kazandıracaktır . Şimdi diyoruz ki Kadın özgürlüğü ve Geleceğimiz için sandıkları yeşile boyayalım…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZAMANIN RUHU…

Der letzte Tag eines zum Tode Verurteilten

FİKİRLERE KURŞUN İŞLEMEZ