THEODOR'UN YALNIZLIĞI

 Bu hafta sizler için hazırladığınız filmimiz, insanin yalnızlığını  yapay zekâ  ile giderme çabasını konu alan Oscar ödülü  Her filmidir.

Filmimizin adı :HER (AŞK )

Tür: Romantik, 

Oscar Ödüllü Filmler, Dram, Bilim-Kurgu,

Yapım: 2013

Yönetmen: Spike Jonze ,


Oyuncular: Joaquin Phoenix , Scarlett Johansson , Rooney Mara , Amy Adams , Olivia Wilde , Chris Pratt , Portia Doubleday , Sam Jaeger , Katherine Boecher , Kelly Sarah .


THEODOR'UN YALNIZLIĞI 

Theodore Twombly hayatını, yakın gelecekte nadir bulunan bir şeye dönüşmüş olan el yazımı mektupları yazarak kazanmaktadır. Ve bu yıllarda insanların işlerini artık bilgisayar programları yerine getirmektedir. Theodore, karısından boşandıktan sonra bir apartman dairesinde tek başına yaşamaya başlar ve bir gün karşılaştığı bir teknoloji reklamıyla birlikte hayatı değişir. Kusursuz bir yapay zeka programı sunan yeni bir işletim sistemi, onu son derece çekici bir kadın olan Samantha ile tanıştırır. Sanal bir varlık olan ve sadece bir sesten ibaret olan Samantha, Theodore'u dünya ve hayat üzerine sorduğu sorularla birlikte bambaşka bir gerçeklikle tanıştırır. Ağır bir depresyonun içerisinde olan Theodore, yavaş yavaş hayatın keyifli yanlarını fark etmeye başlarken yapay zeka programıyla arasındaki ilişki de gitgide tuhaflaşır.


1999'da Being John Malkovich filmiyle Oscar adaylığı kazanan çok yönlü sinemacı Spike Jonze'un son uzun metrajlı filmi, yalnızlık ve yaratıcılık sıkıntısı çeken bir yazarın dram ve komediyle yoğrulan öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Filmin başrolünde Joaquin Phoenix yer alırken, Scarlett Johansson da gizemli bilgisayar uygulamasına sesiyle hayat veriyor.


Ana karakterimiz Theodore aslında insanlığın şu anki durumunu betimlemek için kullanılmış bir figür. Yalnız ve en önemlisi, hatta filmde yalnızlıktan daha çok vurgulanan bir şey; kararsız. Filmin başından sonuna kadar aslında karasızlıklarıyla boğuşuyor Theodore. Filmin ayrıntılarına girmeden önce yakın tarihten bir filozofa değineceğiz. 


Jean François Lyotard; (d. 10 Ağustos 1924 - ö. 21 Nisan 1998), Fransız filozof, edebiyat teorisyeni, postmodernizmin ve postmodern felsefe 'nin öncülerinden olan çağdaş Fransız düşünürü.

Lyotard'a göre postmodern durum, hem maddi koşullardaki değişimleri hem de düşünsel alandaki kopuşları içeren bir sürecin toplam ifadesidir. Buna yol açan her şeyden önce derin bir inançsızlık hali ya da başka bir deyişle kökensel bir kuşkudur. Lyotard'ın postmodernizm tanımının aslında filmimizin ana karakteri olan Theodor'un kişiliği olduğu dikkatli izleyicilerin gözünden kaçmayacaktır. Lyotard 1998 yılında vefat etmiştir ve ölümünün  üzerinden geçen 23 yıl onun postmodern tanımının teknolojinin derin denizlerine dalmış insanlarda yapay zeka ile tamamlandığını görüyoruz. Sesli asistanlardan kameralara oyunlardan ev temizleme ürünlerine kadar her yerde görebildiğimiz "akıl" Bizim algımızı nasıl bozdu? Modern felsefenin insan tanımı onun kendi yetileriyle aklını kullanarak karar vermesidir ve temeli özgürlüğün ta kendisiydi. Ancak modern felsefe Orta Çağ'ın ruhuyla kavga ediyordu. Aristokrasi ve Kiliseye karşı zaferi getirecek olan şey herkeste eşit bulunan ve özgürce karar vermesi gereken "aklın" Ta kendisiydi. Böylece bizi hayvanlardan ayıran özellik sadece akıl olarak tanımlandı. Hiçbir olağanüstü şeyle doğmayan ve herkesin eşit olduğu bu dünyada yarış aklın yarışına dönüştü ve yeni tanrımız böylece "akıl" Oldu. 


Lyotard'ın tanımladığı biçimiyle postmodernizm bir kopuşu tanımlıyordu. Maddi şeylerin değişmesi ve düşünsel dünyamızdaki kopuş bizi skeptisizmin kucağında ne yapacağımızı bilemediğimiz bir halde bıraktı. İnsanın sadece akıllı bir canlı olarak tanımlanması onu duygulardan en önemli öğrenme merakından ve tutkulardan yoksun bıraktı. Yalnızlığıyla ne yapacağını bilemeyen insanlar pusula olarak arkadaş aramaya başladılar ve bu meraksız tutkusuz postmodern insan bireysel yaşam adı altında kimsesizliğe mahkum edildi. 


AI yani Artificial Intelligence  basit biçimiyle yapay zeka anlamına gelmektedir. Son teknolojik gelişmeler sadece programlandığı şekliyle çalışan cihazlar yerine öğrenebilen ve kendi kendini geliştirebilen( update )  teknolojik bir dil ve davranış inşaa etti. Bir örnek vermek gerekirse sosyal medyada fotoğraf paylaşmak artık bireyin varolma koşullarından biri haline gelmiş durumda. Akıllı telefonların fotoğraf uygulamalarının hepsinde AI modu mevcut. Bu mod fotoğraf çeken  kişinin fotoğrafın ışığını, kontrastını, iso değerini veya diyafram açıklığını ayarlamasına gerek kalmadan fotoğrafı çekmesini sağlıyor. Örneğin, ağaçlardan ve gökyüzünden oluşan bir manzarayı çekmek istediğimizde dinamik aralığı kısaltıp yeşil tonlarını koyulaştırıp canlılık katıyor. yapay zeka kameranın ne çektiğini anlayıp öğrenip buna göre editliyor fotoğrafı. Oysa bir manzarayı görmek ve onu  nasıl gördüğünü ifade edebilmek adına çeşitli ayarlamak yapmak bir öğrenme sürecidir. Kendimizi ifade etmeye ve kendimizi anlaşılır kılmaya dair ifade sürecidir. Tüm bu, yapay zekanın öğrenmeye ihtiyaç yok teknoloji senin için öğrenilmişi hap olarak ya da daha kapitalist bir ifadeyle "ürün" olarak  hazırlayacaktır, düşüncesi bizi meraksızlığa düşürdü. Meraksız bir yalnızlık her evin içinde büyüdükçe büyüyor. 


Modern düşünce kiliseye ve tanrı tarafından kutsanmış soylulara karşı kutsanmamış köylülerin işçilerin ve burjuvanın akıl yoluyla elde ettiği zaferle inşaa edilmiştir. Akıl tanrı tarafından verilmişliği devre dışı bırakarak insanları eşitlemiştir. Zafer kaynağı olan akıl tıpkı bir yeni tanrı gibi hayatlarımızda hüküm sürmektedir ve yaşamın biyolojik yönü, duygusal varoluş, aşk, merak artık ikinci üçüncü plandadır. Davranışlarımızı belirleyecek olan etken madde artık akıldır ve akılsız olan dışlanmaya mahkumdur. İşte bu sınırlayıcı yaşamın bizi ittiği yalnızlık hissinden kurtulmak için teknolojiye sarılan yeni bir nesil tüm insanlığın başından beri hissettiği tüm o duyguları bir ilizyon halinde yaşamaktadır. Sinematik bir simülasyon ve insani duygularını bulma çabası Theodor'un hikayesidir. Akıl bizim ilk yaşam koşulumuz değildir, nefes almak ve hissetmek yaşamak demektir. Bu yüzden yapay zeka bizim kadar akıllı olsa bile yaşamın yarısı kadar bile değerli değildir. Film size tüm sahneleriyle bunu tekrar tekrar düşündürtecektir. 


Theodor'u heyecanlandıran yapay zekanın bir yardımcı asistan olarak Theodorla aşk yaşaması değildir. Theodor'un kendini anlatma ve tanıyabilme fırsatı bulmasıdır. İlişki biçimlerimizde sabıra ve birini tanımaya olan merakımız giderek azalıyor. Sadece formel ilişkiler kuruyor ve gün geçtikçe ötekine olan merakımız kayboluyor. Oysa insan reflektör gibi bir yansımayla tanır ve tanımlar kendini bizi bize anlatacak bizi bize yansıtacak bir ayna gibi ötekilerle kurarız kendimizi. Theodor belki de kendini anlatma imkanı bulduğu için aşık olmuştur ve kendini anlatacak hiç bir insan bulamadığı için kendini kaybetmiş ve kuşkunun derin kuyularında neyin gerçek neyin sahte olduğunu bilmiyordur.

Evet diyebilirz

Aşk anlamadır,

Parçalarım  bütünde buluşmasıdır ve  insanın kendi yansimasini başkasında  bulmasıdır . Theodorun yaşadığı, yukarda sebeplerini saydığımız   

büyük bir yalnızlıktır. 


Aşk

Iyi seyirler.

Deniz Boyraci

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZAMANIN RUHU…

Der letzte Tag eines zum Tode Verurteilten

FİKİRLERE KURŞUN İŞLEMEZ