TEKNOLOJİ ÇAĞI INSANLIĞI APTALLIGA MI SÜRÜKLÜYOR ?

Bu haftaki filmimizde  geleceğe yolculuk yapacağız.

                        Film adı: İDİOCRACY 

Tür: Macera, Bilim-Kurgu,

Yapım: 2006

Yönetmen: Mike Judge ,


Film :  Amerikalı asker Joe Bauers, Amerikan hükümeti tarafından yürütülen özel bir proje kapsamında uyutulur. Ancak uyutulduğu yerde unutulan kahramanımız, 500 yıl sonra uyandığında toplumun fazlasıyla değiştiğini görecektir. Tümüyle aptallaşan insanlardan kurulu bu yeni toplumda, o 

tembel adam artık  ‘en akıllı’ kişidir...


 Bu hafta inceleyeceğimiz film Mike Judge'nin 2006 yapımı İdiocracy filmi. Bugün artık çağımız ne modern çağ ne de postmodern çağ çünkü hayatımızı etkileyen belirleyen ve sınırlar çizen şey düşünceden ziyade teknolojinin kendisidir. Her çağ insanı değiştirmiştir, daha da doğru ifade edecek olursak insanın değişimi  her çağa bir isim vermiş ve onu ötekilerden ayırmıştır. Her büyük değişimin büyük sonuçları olur. Bugün teknoloji çağının olası sonuçlarının birinin işlendiği İdiocracy filmini analiz edeceğiz. 


Kahramanımız Joe Bowers her konuda ortalama vasıflara sahip sıradan bir Amerikalıdır. Askeri bir kütüphanede çalışan ve birinci dereceden hiçbir akrabası olmayan Bowers, yaşamını bedenini satarak   sürdüren Rita adlı bir kadınla birlikte askeri bir deneye seçilir. Deney, ordudaki başarılı askerlerin dondurulup ihtiyaç anında yeniden uyandırılmasını amaçlamaktadır. Bir yıl sürmesi gereken çok gizli bu deney, yaşanan bazı talihsizliklerden dolayı unutulur ve denekler tam 500 sene uykuda kalır. Gözlerini 2505 yılında açan Bowers ve Rita, kendilerini gelişmiş, ilerlemiş bir dünyanın aksine; aptallığın hüküm sürdüğü yıkık dökük bir gelecekte bulurlar.


Akıllı insanların planlı yaşama, kariyer ve psikolojik nedenlerden dolayı üreyememesi ve aptalların sürekli çocuk yapması sonucunda, dünyada ortalama IQ’ya bile sahip insan kalmamıştır. Saçma şekilde hapse düşen ve yapılan bir testin ardından yaşayan en zeki insan olduğu anlaşılan Bowers’ın, dikkatleri üzerine çekmesi gecikmez ve hikayemiz böylece ikinci safhasına geçiş yapar. 


Neden giderek aptallaşıyoruz? Filmin girişindeki bu alıntı dünyanın neden giderek aptallaştığının yanıtlarından biri: 

"İnsanoğlu korkutucu bir hızla aptallaşıyordu. Bazıları, evrimdeki bu gidişatı genetik mühendisliğin çözebileceğine dair büyük umutlar besliyordu. Ancak ne yazık ki, en büyük akıllar ve kaynaklar, saç dökülmesini önlemeye ve ereksiyon halini uzatmaya harcanıyordu.” bilindiği üzere bugün en fazla yatırım yapılan tıp alanı estetiktir. Dış  güzellik  ameliyatları listenin başında yer alıyor. Bütün yatırımlar da bu alana yönelmiş durumda. Bir diğer alan ise elektronik cihazlar, milyarlarca dolarlık arge yatırımları daha ince telefonlar daha fazla piksele sahip ekranlara ayrılmış durumda. Haber yayın kuruluşları ahlaki ilkesizlik mottosuyla reklam ajansından farksız. İnanılmaz bir bilgi kirliliği çağı. Her şey bir Google kadar uzağımızda ve öğrenmenin hiç tadı kalmadı. Çünkü güzel olan bilgiye ulaşmak değil ulaşmadan önce emek harcamaktır. 


Karl Marx  Das Kapital'de emeğine yabancılaşan insanın insanlığına da yabancılaşacağı tezi üzerine kurar sistemini. Bir şeyi bilmenin anlamı ve önemi hayat kurtaracak kadar ya da yeni bir düzen kuracak kadar  önemliydi. Çünkü öğrenmek emek istiyordu ve emek insanlığın kendisini bulması için kendisinin kim olduğunu anlaması için gereken öz idi. Bu enformatif kirlilik çağında bilgiye emeksiz ulaşmak, onu düşünmek ve kavramak yerine sadece o an ekrandan okuyabilmek önem arz ediyor. Emeğine yabancılaşan insan kendine yabancılaştı sonra da doğaya yabancılaştı. Cahilliğin ilacının kendini eğitmek kendine öğretmek ve bunu ahlaki ilkelerle uygulamak iken bugün yalnızca o bilgiye ulaşıp onu okuyabilmek kaldı elimizde. 

Kahramanımız şirketlerin dünyayı yok etmeye yaklaştırdığı bir aptallık silsilesine çabucak adapte olurlar. Büyük bir kuraklık ve kıtlık dönemi yaşanmaktadır. Tarım yapılamamasının sebebi toprağa su vermek yerine enerji içeçeği vermeleridir. Bugün komik buluyoruz ama reklamın her ürünü tanrılaştırdığı çağda giderek ciddiyetsizleşiyor ve unutkanlaşıyoruz. Mesela biyolojik canlılar olduğumuzu, toprağa, suya, havaya ihtiyacımız olduğunu kavrayamıyoruz. Simülasyon oyunlar içerisinde yalnızca evimize gelen siparişleri tüketiyoruz ve post tekno dünya dışında gerçek dünyayla mecburiyet ilişkisinin dışına çıkmıyoruz. 

Aslında bugün büyük bir iklim krizinin, atık krizinin, enerji krizinin, kaynak krizinin eşiğindeyiz. Buna rağmen ciddiyetsizlikle postmodern hiçliği ve insanlığın reddini finanse etmeye devam ediyoruz. Metalaştırdığımız şeylerin de ötesinde metanın kendisine dönüşüyoruz. Yaşama ve ötekine karşı yalnızca simule oyunlar oynuyoruz. 


Filmi izledikçe aptalca bir film olduğunu düşüneceksiniz ancak bir yanınız da bu aptallığın bize ait olduğunu, çağa ait olduğunu gizliden gizliye bilecek.


Platon’un Phaidros’ta yazıya, ya da, denebilir ki  yazılı söze getirmiş olduğu eleştiri, enikonu olmasa da kısmen şu şekilde özetlenebilir: Yazı, unutturur. Yazının unutturma hali, tabii ki yazılı sözün alımlanışıyla doğrudan bağlantılıdır. Yazı, Platon’a göre, bir tür teknoloji olarak yazı unutturma işlevine sahiptir. 


 Sokrates'in kitap yazmamasının sebebi belki de insanların öğrendiklerini unutması değildi aksine insanların öğrendiklerine dönüşmesini istiyordu. Unutkanlığa çözüm kendinizi öğrendiklerinize dönüştürmenizdir. Böylece insanlara verecek bir şeylerimiz olacaktır ve nihilizmin çığlıklarını bir arada yaşayabilme becerisi alacaktır. Tıpkı canlılığın hiçliğe karşı zaferi gibi aptallık çağını yenecek olan şey de ilerleyebilmektir. Yok etmek yerine canlılığı sürdürebilmek.


Politik doğruculuğu, popülizmi, enformatif kirliliği ve şirket karlılığını tanrılaştırmaya devam ettikçe bu tanrı kıyameti daha da hızlandıracaktır. İnsan gökte tanrıyı önce korkusundan aradı sonra da düzen kurabilmek bir arada yaşayabilmek için ortak hafıza ortak mitler yarattı. Bugün Tanrı'yı öldürdük ve yeni tanrı maksimum karın kurbanı olarak gezegeni ve insanlığı mezbahaya çevirmiş durumda. Uyanmak ve hatırlamak en önemli cevherdir..

İyi seyirler…


Ahmaklar - Idiocracy film izle, Ahmaklar - Idiocracy full hd izle, türkçe dublaj, hd izle

Deniz Boyraci 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZAMANIN RUHU…

Der letzte Tag eines zum Tode Verurteilten

FİKİRLERE KURŞUN İŞLEMEZ